Giresunspor.Net - Herkes Sever Biz Taparız!
Nereden Geldim Nerelere Gideceğim - Printable Version

+- Giresunspor.Net - Herkes Sever Biz Taparız! (http://www.giresunspor.net/forum)
+-- Forum: Giresunspor.Net Forumları (http://www.giresunspor.net/forum/forumdisplay.php?fid=1)
+--- Forum: Medya Takip Merkezi (http://www.giresunspor.net/forum/forumdisplay.php?fid=5)
+--- Thread: Nereden Geldim Nerelere Gideceğim (/showthread.php?tid=885)



Nereden Geldim Nerelere Gideceğim - GiresunsporNet - 16-06-2019

İtalyan futbolunun çok başarılı olamasa da adı bilinen kulüplerinden biri Bari'nin kısa bir hikayesi... Son olarak 2018-19 sezonunda Serie D'de (amatör seviye kabul ediliyor) mücadele eden Bari I grubunda şampiyon olarak Serie C'ye yükselmeyi başardı. 


Quote:1990 Dünya Kupası’na gelindiğinde İtalyan futbolu zirvedeydi. Yükseliş, sonrasında da devam etti. Ancak Avrupa’da zirveye yerleşmiş büyük kulüplerden farklı olarak; uzaklarda bir yerlerde kök salan bir hayal, güneş gibi doğan bir takım daha mevcuttu.

Milenyuma on yıl kala İtalya’nın güneyinde yaşananlar hiçbir zaman bir hayalin ötesine geçemeyecekti. Çizmenin ‘topuğunda’ yer alan Bari; Güney İtalya’nın en büyük ikinci ekonomisine sahip şehri, ülkenin en çok zeytinyağı ve şarap üreten bölgesi Puglia’nın ise başkentiydi. Yüzünü Balkanlara dönmüş, kaderini ise Adriyatik Denizi’nin sonsuzluğuna bırakmış bu toprakların dünyaya gözlerini açması için Stadio San Nicola’nın açılması gerekecekti.

Dönemin İtalyan futbolu seksenli yıllardan aldığı güç ile Juventus, Inter ve Milan gibi dev kulüpleri barındırıyor, bu kulüpler de Avrupa’da başarılar kazanıyordu. Ligin yayın hakları dünyanın dört bir tarafına ulaşıyor, her sene birçok yıldız isim Serie A’nın yolunu tutuyordu. Ligin görkemi sadece bununla da sınırlı kalmıyor; Roma, Lazio, Napoli ve daha niceleri iyi kadrolar kurup bu büyüklere kafa tutuyordu. Paranın el değiştirmesi; Parma, Fiorentina, Sampdoria gibi takımları potanın içine itiyor, yıldız havuzu gün geçtikçe büyümeye devam ediyordu. Bu görkem, dünyanın en büyük futbol organizasyonunu ülkeye getiriyordu.

Dünya kupasına ev sahipliği yapmak için en iyi ligi yahut en güçlü takımları barındırmak yetmiyor, dönemin standartlarına uygun stadyumlara da sahip olmak gerekiyordu. Turnuva için seçilen on iki stadyumun on tanesi modernize edilmiş, iki tanesi ise kupaya özel olarak yapılmıştı. Bu iki stattan doğan iki farklı hikâye de işte tam olarak burada başlıyordu: fütüristik yapıların hayat verdiği yazgılar.

İlk bakışta sanki Stanley Kubrick’in 2001: A Space Odyssey setinden yahut gelecekten gelmiş bir uzay gemisini andıran San Nicola Stadyumu, o günlerde Bari halkı için betondan yapılabilecek en gösterişli hayal gibiydi. ‘Geleceğin stadyumu’ olarak nitelendirilen, Kızılyıldız’ın Marsilya’yı geçip zafere uzandığı 1991 Şampiyon Kulüpler Kupası finaline ev sahibi yapan bu ‘uzay mekiği’; zaman içinde şehrin ve kulübün sırtında taşıyamayacağı bir yük haline gelecekti.

Bu yükün altına ilk olarak Juventus girmişti. Tıpkı Stadio San Nicola gibi kupa öncesi yapılan Stadio Delle Alpi, ülkenin en çok desteklenen takımı tarafından ‘hiçbir zaman var olmayan evleri’ olarak görüldü. Bu ‘ruhsuz stadyum’, ev sahipliği yaptığı hemen hemen her maçta boş tribünler üzerinde duran ‘Violenza è Stupida’ (Şiddet aptallıktır) pankartıyla hatırlandı. Juventus’un efsane başkanı Gianluca Agnelli’nin ‘tribünler sahaya çok uzak, görüş açısı çok kötü’ diye nitelendirdiği ve istemediği Delle Alpi, Dünya Kupası yarı finalinde bile doldurulamadı. Akabinde ise sürekli olarak stadın kapasitesi düşürüldü. 70 bin kişilik stadyum, Juventus’un Avrupa’da oynadığı maçlarda bile 60 bin kişi barajını aşmayı başaramadı.

Mevzubahis fiyaskodan sonra ‘futbol için elverişli değilse en azından atletizm için hizmet verebilir’ tezi ortaya sürüldü. Ancak kısa bir süre içinde Delle Alpi’nin atletizm turnuvaları için gerekli kriterlere sahip olmadığı, hangi spor olduğu fark etmeksizin stadyumun yetersiz geleceği anlaşıldı. 1994 yılında Umberto Agnelli’nin; Antonio Giraudo, Luciano Moggi ve Roberto Bettega’dan oluşan yönetimi ile başa geçmesi ile birlikte hiç vakit kaybetmeden yeni stadyum için planlar yapılmaya başlandı. Altın günlerin hediyesi olan Stadio Delle Alpi, tam anlamıyla büyük bir hayal kırıklığıydı.

Güney’de yaşananlara bakacak olursak, işler pek de farklı değildi: Büyük umutlar beslenen Stadio San Nicola takıma fazla gelmeye başlamıştı. Ne yazık ki bu konuda Juventus kadar şanslı değillerdi. Güney’in yeni gücü olması beklenen Bari, bir anda kendini Serie B’de beş bin kişiye oynarken buldu.


Milenyumun ilk yıllarında yaşanan sancılı süreçten sonra kısa süreli de olsa Bari şehrinde bulutlar dağılacak, güneş tekrardan açacaktı. 2010’lar kapıya dayanmışken Antonio Conte yönetiminde Serie A’ya yükselen Bari, ‘belki bir ihtimal’ diyerek tekrardan hayal kurmaya başladı. Ancak sorunun kaynağı sahada alınan sonuçlar değil, yıllardır gözlerden uzakta yozlaşan idarecilerdi. Puglia ekibini tam 28 yıldır yöneten Matarrese Ailesi’nin daha fazla vakti kalmamış; değişim bir seçenek değil, zorunluluk halini almıştı. Haziran 2011’de başkan Vincenzo Materrese ve yönetiminin sunduğu istifalar, kara bulutların şehri henüz terk etmediğini gösteriyordu.

Bazı oyuncuların adı bahis skandalı ve çeşitli usulsüzlükler ile birlikte geçince açılan adli soruşturma sonucunda başlayan süreç, 2014 yılının şubat ayında 30 milyon euro’ya varan borcun kulübü iflasın eşiğine getirmesine kadar sürdü. Aynı yılın mart ayında Puglia mahkemelerince resmileşen bu olaylar zinciri, Bari’yi kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya bıraktı. Son üç yıldır halihazırda yönetimden çekilmiş olan Matarrese Ailesi’nin kulübü elden çıkarması için bir alıcı bulması gerekiyordu. Kamuoyunca bilinen bir şirketin yüzü olan Bari doğumlu eski hakem Gianluca Paparesta, 4.8 milyon euro ödedi ve kulübün yeni başkanı oldu. Ancak asıl değişim, bu sürecin devamında yaşanacaktı.

Paparesta’nın bulduğu yeni yatırımcı olan Malezyalı iş adamı Noordin Ahmad kulübün %50’sini satın alırken, lokal iş adamı Cosmo Antonio Giancaspro da %5’lik hissesi ile yeni başkan seçildi. Artık kulübün yeni ismi AS Bari değil, Bari 1908 Football Club idi. 2015’in son günlerinde yaşanan bu gelişmeler; Giancaspro’nun, Paparesta’nın sonunu hazırlaması ile devam etti.

Yeni yönetim kulübe farklı bir hava getirmişti ancak onların planları da daha önce olduğu gibi benzer sorunlar ile örselenecekti. Her şey Stadio San Nicola’nın yenilenmesi fikrinin reddedilmesiyle başladı. Bari Belediye Başkanı Antonio Decaro bu proje için vergilerden para ayırma önerisini kabul etmeyince Bari, stadı yenileyebilmek için uzun süreli bir kiralama teklifi sundu. Ancak yeterli fon olmadığı için bu teklif de rafa kaldırıldı. Acınası bir halde yok olmaya yüz tutan Stadio San Nicola, biçare kendi kaderine terk edildi.
Serie B’de inişli-çıkışlı yıllar geçiren kulüpte yeni bir facia patlak verecekti. Ocak 2018’de oyuncuların maaşlarının ödenmediği söylentileri su yüzüne çıkmaya başlayınca, vergi dairesi tarafından para cezası istendi. Bu süreci takip eden mart ayında, Bari’nin 16 milyon Euro borcu olduğu açıklandı. Gelirlerini arttıramayan Puglia ekibinin artık tek çaresi Serie A’ya yükselmekti. Play-off bileti kazanılmasına rağmen ekonomik yetersizlikler yüzünden iki puan silinince kura şansı zora girdi. Elemelerin ilk ayağında Cittadella’yı geçemeyen Bari, Serie A’ya yükselme şansını kaybetti.

Altı bin euro’ya varan su faturasını bile ödeyemeyen Bari, son bir çıkış yolu arıyordu. Serie B’nin finansal standartlarına uyabilmek için gelirleri beş milyon euro kadar arttırmaya çalışan Giancaspro, Leeds United’ın sahibi Andrea Radrizzani ile temasa geçti ancak alınan cevap olumsuzdu. Finansal düzensizlikler nedeniyle soruşturma başlayınca Giancaspro kulüpten çekildi.

İflas etmeler, amatöre düşmeler ve yeniden doğuşlar. İtalyan kulüplerinin kaderi olmuş ekonomik yetersizlikler, artık bilinen bir hikayenin sürekli olarak kendini hatırlatması gibiydi. 2002 yılında Fiorentina’nın iflas etmesinin ardından tam 153 İtalyan kulübü iflas etmiş, yeniden kurulmuş yahut insan hafızasının acımasız sonsuzluğunda kaybolup gitmişti. Tüm bu sefaletin oluşturduğu korkunç girdap, Bari kulübünü de kendi içine çekiyordu. Bari, 110 yıllık tarihinde üçüncü kez yeniden kuruluyordu.
2014 yılında Latina ile oynanan Serie B play-off maçında Stadio San Nicola’ya 50 bin, 2016’da Novara ile oynanan play-off maçına ise sadece 20 bin kişi gelmişti. Giancaspro döneminde artan bilet fiyatları Bari taraftarının hevesini kırmış, taraftarlar maçlara gitmez olmuştu. Oysa ki kulübün en büyük gücü, mevcut koşullara aldırmadan armanın peşinde giden Bari sakinleriydi.

“Bugün Horoz (Bari kulübünün sembolü) başarısız oldu, 110 yıllık kırmızı-beyaz bir tarih başarısız oldu.” Hayat boyu Bari taraftarı olan Alfredo Ricci’nin sözleri, nihayete ermiş bir olgunun tanımını yapıyordu adeta: “Eğer bir horozu öldürürseniz, eğer onun kafasını kesersiniz, horoz bir süre daha yaşamaya devam eder. Bari asla ölmez. Diriliş Serie D’de yeniden başlayacak. Biz atkılarımızı takıp orada şarkılar söyleyeceğiz. Bugünü ve yarını onurlandırırken, sonsuza kadar kırmızı-beyaz renkler olacak.”
Bu tür dibe vuruşları daha önce yaşayan Fiorentina, Napoli ve Parma gibi büyük kulüplerin varlığı Bari’ye umut veriyor. Yeni isimler, yeni stadyumlar, yeni sahipler ve yeni rakipler her zaman olacak. Kulübü sonsuza kadar kalbinde yaşatan tarafların varlığı ise bu kulüplerin kaybolmamasını, her zaman var olmasını sağlayacak. Çünkü bir insan, onu hatırlayan son kişi öldüğünde ölür.



Mehmetcan Arısoy
https://www.socratesdergi.com/nereden-geldim-nerelere-gidecegim/
[url=https://www.socratesdergi.com/nereden-geldim-nerelere-gidecegim/][/url]


RE: Nereden Geldim Nerelere Gideceğim - Shabry28 - 18-07-2019

Adamlarda hırs azim inanç ve istek var. Mevcut durumda bizim olduğumuzu düşünürsek 2012-13 sezonu iyi bir gösterge olur eminim. Bu arada bi ara şampiyonluğa koştuğu sezonda küme düşüp feneri 2. Amatörde söndüren bir kulü geldi aklıma bilin bakalım kim?