(21-07-2023, 08:43)semiko Wrote: detayları hiçbir zaman bilemeyiz ancak bu sezon başı ilk senin paranı yatırıyorlarsa sana kaptan diyip sıfırdan başlıyorsak. ben 1 sene daha kalırım seneye istediğim yere giderim sözleşmem bitmiş olur.
ben futbolculardaki şu kafayı anlayamıyorum banko oynayacan işte . gidenler burada 1 sene kalsa neler yapabilecekken şimdi tekrar kendini ispatlamaya çalışacaklar.
ilk sezon okanın gelmesi iyi oldu en azından beraber çalıştılar az da olsa birşeyler katmıştır . kaldı ki onurcan bursa gördü . kendini ismail hoca ile yaz kamplarında çok geliştirdi.
tamam işte seni 1. kaleci yaptılar arkana da tecrübeli birini aldılar. ya abi sen kendini afedersin kasmazsan çabalamazsan bu iş olmaz. tamam başaktan 4 yedin eyvallah sıkıntı yok . ben onurcanın yediği hatalı gole hiç bir zaman laf etmedim ama onurcan hep kendini başka gördü bu külüpte. aidiyet göremedim. belki de yansıtamadı bilemem kendini bana ispatlamak zorunda da değil zaten .
senin milleti kenetlemen gerekirken biz seni gazlıyoruz. artık genç değilsin kardeşim 28 e falan geldin yani .
ben üzüldüm . bu kararda ailevi olduğuna eminim. buradan istanbulspor'a falan gider yada 2.kaleci olmaya devam eder. yolu bahtı açık olsun .
eren konusuna gelirsek eren daha gençken bu haldeydi .
yıllar önce belki bilen bilir giresun dsgl şampiyonu oldu istanbulda çeyrek yarı ve final maçlarının hepsini izledim. o zaman da vardı ben oldum demeler . hareketler. kaldı ki finalde giydiği gs tişörtü üzerine tüyü dikti tamam dedim yat aşşaaağa abi bu çocuklar tabiki kiralanacak ama kıvamı bilmiyoruz bazen . bak samet 4.5 sene alt ligde takıldı adam takır takır oynuyor böyle size yakından tandığım bir sürü örnek sayarım . gidecen oynaycak.
bak ayıp dersek göktana ayıbın kralı yapıldı. ilker hoca sen kimsin artistlik yapıyorsun. gerek yok . çocuk kendini geliştiriyor işte. yok öyle yok böyle diyip çocuğu kadro dışı bıraktılar.
Kısım kısım işaretledim, özellikle yanıt vereceğim yerleri. Yoksa mesajın genelinde hemfikiriz zaten. Baştan başlayalım. Yanılmıyorsam Onurcan'ın parası ödendiği esna da Ferhat çoktan ayrılmıştı. Yani Onurcan'ı çok sevdiğinden değil yine ona mecbur kalıp onun bari parasını ödeyelim dedi yönetim. Hatta o dönem bu konuda bir eleştiri mesajım olmuştu. Elinde Onurcan olsa bile, takımla ve taraftarla bütünleşmiş formunu bulmaya başlamış Ferhatı yollamak hata idi. Ayrıca Onurcan'ın ayrılmak istemesi konusunda 1-2 sayfa önce yine ağır eleştiride bulunmuştu. Haftalardır öyle bir şey yoktu, ama nezaman ki Ferhatın geri dönme durumu ortaya çıktı. Beyfendi gitmek istemeye başladı. Beyfendimiz rahat rahat takılacaktı, istediği gibi gol yiyecek hatta tribüne hareket çekecek, belki canı istersde arada kurtarışta yapar. Sıkıyorsa kes bakalım Ferhatta yok. Ama Ferhatın dönme ihtimali çıktı, beyfendi burada mutsuz olduğunu hatırladı birden. Bu artniyetli olduğu çok bariz tavrı eleştirelim mesela, ama son dönemde yeterince olumsuzluk yaşadığı yere karşı aidiyet duygusu olmamasını değil.
İlk sezon önüne transfer yapılmasını zaten destekliyorum. Ama sıkıntı şu, önüne aldığımız Okan'da kalede güven veren, çok yetenekli, istikrarlı bir görüntü çizmedi hiçbir zaman. Ha sözleşmeli oyuncumuz olsa amenna, sabırlı olalım oynadıkça gelişir üzerine koyar der oynatırsın. Fakat başka takımlara kaleci yetiştireceğiz diye kendi sözleşmeli oyuncumuzu(bakın Giresunlu olmasından bahsetmiyorum, Her şeyden önce kendi oyuncumuz) tabiri caizse paslandırmak bana göre çok saçma bir politikaydı. Bu sürecin Onurcan'a olumlu anlamda bişeyler katmak bir yana olumsuz etkilediğini düşünüyorum.
Aidiyet zaten yok, onda hepimiz netiz zaten. Ama mesela Okan Trabzon maçında 90 da 2 penaltı kurtardığında, büyük bir coşkuyla kendisine doğru ilk koşan kişi mevkidaşı rakibi Onurcan olmuştu. O an takımı zorlu deplasmandan puanla döndüğü için kendi ilk 11 oynama ihtimalini bir kenara koyup rakibinin başarısına sevinmek bir aidiyet duygusudur mesela. Aidiyet duygusu bu örnekteki seviyeden, Kasımpaşa maçında birbirinden saçma 5 gol yiyip hiç iplememe seviyesine nasıl geldi işte bunun üzerinde düşünmeli. Tabi düşünecek olan biz taraftarlar değil, teknik ekip olmalıydı.
Kiralamak futbolun doğasında var olan çokta gerekli bir durum zaten. Hele genç oyuncularda çoğu zaman mecburi denebilecek bişey. Ama işte seninde belirttiğin gibi, biz o işi çok abartıyoruz. Ayarımız yok cidden. Eren İlk kiraladığımız sene çok güzel performans göstermişti galiba Pazarspor olması lazım. E tamam işte al bir şans ver bakalım. Hani bizim olduğumuzda alt lig olarak İngiltere Championship falan değil sonuçta. Futbol diye kör dövüşü izlediğimiz kıytırık bir ligdeyiz altı üstü. Bizde öyle paralı bir takım olmadık hiçbir zaman, bastırır parayı tecrübeli kendini kanıtlamış birini alırız diyecek bir takımda değiliz. E tamam işte al bir şans ver kendi oyuncuna. Gerçi O dönem Olgun Pekerdi yanılmıyorsam. Kendi şirketinden olmadığı için Anton Alexi bile harcadı, Erene şans verir mi hiç?
Erenin DSGL maçlarında çeyrek ve final maçlarında tribündeydim bende. Özellikle 5-3 lük Telekom final maçı müthişti gerçekten. O dönem çok farketmesem de evet Eren çok egolu bir yapıya sahip kesinlikle. Özellikle son döneminde olduğu yeri çok küçümseyen bir egosu vardı. Süper ligden geldim Ben buraların topçusu değilim ne koşucam "Lüften argo kelimeler kullanmayınız" modunda takıldı. Gerçi Blackahmet'te iyice kaldırdı poposunu. Nezaman koşmuyor diye eleştirilse Blackahmet çıktı, aman efendim zaten rica minnet getirdik diye savundu. Yani bir nevi, O ki koskoca süper lig topçusu biz kimiz ki lütfedip geldi zaten diyor. Sonra da süper lige çıkınca sebepsiz yolluyor süper lig oyuncusu dediği kişiyi.
Göktan konusunda ne desek boş. Adamın ahı tutuyor vallahi. Sırf kendini geliştirmeye çalışıyor diye adamı sürgün edenler bugün kendileri de yoklar. Arkasında durmayan camia ise bugünlerde ne halde olduğu malum.
Ayrıcayeten... Ferhat'tın da şuan istediği ücret yüksek geliyormuş. Yönetim bu sezon kaleci konusunda s.çıp sıvadı resmen. Olaya gayet basit bakacak olursak, bulunduğun lige göre öyle yada böyle harcaman gereken bir bütçe vardır. E zaten transfer yapmayacaksın. Tek yapman gereken işte o harcaman gereken minimum bütçeyi olsun harcamak. Ama yönetim güya akıllılık edip tasarruf edeceğim diye o minimum bütçeyi de aşağı indirmeye çalıştıkça hepten batırmaya devam ediyor. Elinde zaten her ikisi de üst düzey olmayan 2 kalecin var. Haliyle milyon eurolara falanda oynamıyorlar. Oradan da tasarruf edeceğim diye, sanırım şuan istediğinden çok daha düşük ücrete elde tutmadılar. Şimdi hem euro arttı hem istediği fiyat arttı ve sen onuda alamazsan tamamen genç kalecilere kalacaksın. Yani başta bahsettiğim harcaman gereken o minimim bütçeyi de harcamayayım derken, önünde daha beter iki seçenek var. Ya daha fazlasını harcayacaksın yada (küme düşüp) o harcamak istemediğin bütçeleri bile rüyanda görür duruma geleceksin seneye.