2017-2018 Sezonu Transfer ve Haberler

[chotanax]

35 yaşındayım, haliyle süper ligi babamın zarzor hatırladığı anılarından dinleyebiliyorum ancak. 7 yıllık evliyim, ordunun ulaşımı zor bir ilçesinde çalışıyorum. Şampiyonluktan 5 ay önce doğan bir oğlum var, hataysporu bakkala yollayıp kazandığımız şampiyonlukta oğlumun uğuru olduğunu düşünüyorum. Sakarya maçı ile düştüğümüzde gerek bizim 8 fark atamamamız, gerek antep ksk ltd şti, gerekse hangisi olduğunu hatırlamadığım istanbul takımı şampiyonluğunun cenaze evinde ve cenaze günü kutlanması sebebiyle uzun bir süre kendime gelemedim.

Şike muhabbetleri, küme düşmemiz ve 16-17 milyon borç gibi aşırı yıpratıcı nedenlerle kendimce takımın kapısına kilit vurulacağını düşünürken gelen bir babayiğit sayesinde resmen küllerimizden hem de sapasağlam şekilde doğduk. Büyük başkan hem borcu bitirdi, hem şampiyonluk yaşattı, hem süper ligin kıyısından döndük. Mevcut yönetimin, özellikle büyük başkanın hizmetlerine laf edecek adamın alnını karışlarım.

Abicim hayatımda ilk defa tamamı banka kredisi ile alınmak suretiyle orta sınıfın düşük fiyatlılarından ikinci el bir araç sahibi oldum. Aracı samsundan 55 plaka olarak aldım, ya 55 plaka devam edecektim ya da ikamet ettiğim ilin plakası yani 52 ile değiştirecektim. Dedim gabakcı plakası olacağına eşimin (samsunlu) hatrına 55 devam etsin. Allah herkese daha iyisini nasip etsin. Bir erkeğin arabayla bir çok hayali vardır ama benim tek bir hayalim var. O da şampiyonluk günü oğlumla arabaya atlayarak kendim için yaptığım CD'nin son 4 şarkısını tekrar tekrar son ses açarak 3 saatlik yolun ardından Giresun meydandaki kutlamalara dahil olmak. CD'nin son dört şarkısı ''erdal güvendi- giresunspor'', ''funda arar - yak gel'', ''yerel sanatçılarımızdan sinan - üç beş güzel geliyor çakkıdı karşılama'' ve ''seni sevmeyen ölsün''. Özellikle büyük başkanın haziran ayından bu yana verdiği demeçler, süper ligi ilk defa böyle hırslı şekilde ağzına alması o hayalimi çok güçlü kılıyordu.

Ama son 1 aydır yaşadıklarımıza bakıyorum da, maalesef ben o hayalimi gerçekleştirebileceğimi sanmıyorum.

Haziranda deniyor ki ''listemiz hazır, ufak bir tatilden sonra başlıyoruz''. Tatilden sonra 3-4 futbolcu alıp 1 hafta susuyoruz. Sonraki hafta 3-4 futbolcu alıyoruz, daha sonra kamp başlayacak, hoca yok. Hocayla anlaşıyoruz, kamp başlıyor ama forvetimiz yok. Taktik antrenman da yok haliyle. Kampın sonlarına yakın forvet transferleri geliyor, daha sonra öğreniyoruz ki yabancı forvet kampın son 3 günü başlamış çalışmaya. Fark ediyoruz ki hala kalecimiz yok, büyük başkan diyor ki yerli kaleci arıyoruz, yabancı kaleci gereksiz olur, oraya bakıyoruz, buraya bakıyoruz, başkan diyor ki yerli kaleciyle anlaşamazsak zaten yabancı kaleci hazır. Derken yerli kalecilerin hiçbiriyle anlaşamıyoruz, sonra da hazır olan yabancı kaleci için 4-5 tane isim geçiyor (nasıl hazırsa). Büyük başkan diyor ki bütün transferlerimiz kaliteli olacak, sonra bakıyoruz ki oran orantı yapınca yeni transfer ettiğimiz 4 futbolcudan birini yollamışız. E hani nerde kalite? Büyük başkan yerel basına bir gün diyor ki bizim herşeyimiz planlı, araştırıp alıyoruz. Ertesi gün diyor ki günde 500 telefon geliyor ama biz süper lig klüplerinin kiralık vereceği & serbest bırakacağı futbolculara bakıyoruz. E hani sen planlamıştın herşeyi? Diğer klübün serbest bırakacağı adamlar belli değilken sen müneccim misin ki büyük başkan ona göre plan yaptın? ''Bu sene süper lig olacak, kontrollü borçlanacağız, tarihimizin en büyük bütçesi olacak, en iyilerini getireceğiz, herşey kontrolümüz altında, herşey istediğimiz gibi gidiyor'' derkeeeeeeen; bir anda laflar senelerdir kendini tekrar eden ''sokağa atacak paramız yok, bataklıktan bu klübü biz kurtardık, süper lig kadrolarını bekliyoruz, en iyisini almaya ÇALIŞIYORUZ, taraftarımız merak etmesin, biraz daha sabır, bu klübün bir kuruşu bile değerli'' klişelerine döndü.

Haydi diyelim ligin ikinci haftası itibariyle çok kaliteli bir kadroya sahip olduk, o kadronun oturması falan derken en az 7. & 8. haftalar gelmiş olur ki henüz oturmamış bir takım ilk 24 puandan minimum puan almak demektir ve ligin sonunda 1 puanla ilk ikiyi kaçırdık, ne yaparsınız Allah aşkına?

Renktaşlarım; şahsımla ilgili gereksiz elli tane bilgi verdiğimin farkındayım ama sinirim aşırı derecede bozuk. Ben bu sene süper lige başkanın iddialı demeçleri nedeniyle çok inandım, 10 ay sonrasının hayalini kuruyorum, süper ligi garantilediğimiz maç acaba hangi güne denk gelecek, ertesi gün mesaiye yetişmek için Giresun'dan kaçta dönmeliyim veya ertesi güne başımdaki idareci izin verir mi falan onları bile düşünüyorum ama büyük başkanın Nasrettin Hoca gibi ya tutarsa mantığından vazgeçemediğini, verdiği demeçlerle somut faaliyetlerinin birbiriyle örtüşmediğini, yine bir şeylerde ezik derecede eksik kaldığımızı görüyorum ve çıldırıyorum. Allah rızası için başkana ulaşabilecek biri varsa tepkisini yakışır şekilde yerine getirsin. Ligin ekonomik anlamda en diri takımının transferde ceset gibi davranmasına katlanamıyorum.

Daha çok şey geçiyor içimden çok ama çok ağır olacak. Onun için inanın bana bu içimden geçenlerin bir özeti.