Uzun haftalar sonra zevkle heyecanla bir Giresunspor maçı izledim. Mehmet hocanın toparlayacağına zaten adım gibi emindim. Ama bu maç özelinde bişey beklemiyordum skor olarak. Daha 2 gün olmuştu çünkü. Ama 2 günde bile takım evrim geçirmiş resmen. Gerçekten Mehmet Birinnci hoca bilim adamlarınca incelenmeli. Her Giresunspora geldiğinde Mourinho'ya evrilip bizden sonra vasıfsız bir hocaya dönüşüyor. Çok ilginç gerçekten, ayrı bir tez konusu olur bu durum
Oysa bu hamleyi yapmak için Adana ve Bolu gibi rakiplere 0 çekip onları kurtarıp bizim tamamen dibe batmamızı beklemeye gerek yoktu. Mustafa hocanın zaten kariyerinde en ufak başarısı yok. Dolayısıyla işler kötü gittiği taktirde kullanabileceği kredisi de. Hadi ucuza buldun getirdin bir şans verdin. Buraya kadar tamam. Ama sene başından beri haftası haftasına tutmayan form grafiği derken son haftalarda tamamen bitik bir takım izlemeye başlamışız. Koşmayan, mücadele etmeyen, yanındaki adama dahi pas atmaktan aciz, topu aldığı an hücuma çıkmasını geçtim eli ayağına dolanan napıcanı bilmeyen, çevre esnaflardan halı saha takımı oluşturmuş gibi vahim haldeyiz. Hadi yine iyimser baktık, zor maçları geride bıraktık dedik önümüzde tam dişimize göre rakipler var dedik. Ama ligin tartışmasız en zayıf halkası Altay karşısında içerde tek bir organize atağın yok. Bir takım mutlaka kazanmalıydı desen Altay biraz daha yakındır galibiyete. E artık şu rezillikten sonra neyi bekliyorsun hocayı şutlamak için? Ekonomi ekonomi diye bukadar vizyonsuz davranmayı artık mantık sınırları içerisinde açıklayamıyorum ben. Gerek bu, gerekse Bozbağ'dan itibaren hepsi için geçerli. Şu son 4 başkanın yönetim şekillerine bakınca, yarım saatliğine Cumaya gitmek içinde olsa bakkal dükkanı bile emanet etmezsin ekonomi yönetimi anlamında. Ama tam tersine bu adamlar kendi ticari hayatlarında baya başarılılar, paraya para demeyen tipler. Çok anormal bir çelişki var bu işte. Yamak'ı ayrı tutuyordum ilk zamanlar ama artık O da dahil olmak üzere, hepsinin kendi yolunu bulmak için başkan oldukları gün gibi ortada. Tamam yiyip içiyorsunuz da, takımı neden bile isteye batırmaya çalışıyorsunuz?
Tekrar Mehmet hocaya gelince. Son 15-20 yılı çok iyi hatırlayan ve gerçekten tek derdi Giresunspor olan birinin Mehmet hocayı istememe, eleştirme ihtimali yok. Ama tabi bazı çift takımlılar ister ki tuttuğu İstanbul takımının eski topçusu yeni çöp hocası gelsin isim yapsın biraz. Oyüzden Trabzonlu bir hocaya ebediyen karşı çıkarlar. Dertleri Giresunspor değil çünkü. Giresunspor isterse küme düşsün isterse tamamen kapansın, kendileri nasılsa şampiyonluk heyecanıyla takip ettikleri takımları hep var olacak. Yahu sorarım, 3-0 öndeyken 4. gol için yüklendiğimiz kaç Giresunspor maçı izlediniz hayatınızda? Elinde her seferinde kadro kalitesi olarak bitik bir takım oldu ama bir kez olsun ezik sahadan silik bir futbol izletmedi, Onun dönemlerinde hiçbir zaman çok fark yemediğimize dua ettiğimiz maç olmadı. Geçen sene İrfan Buz yerine getirsen şuan süper ligdeydik ve elindeki oyuncuları da kaybetmeden en kötü ihtimalle şuanki Samsun veya İstanbul ayarında da olsa devam ederdik. Maddi olarakta hem süper lig gelirlerine sahip hemde Borja Sainz'dan falan çok güzel para kazanırdık.
Bu arada bugün twitter da rastladım. Mustafa hoca takımı gömmüş biraz. Hemde bu dönemde ne alakaysa vay efendim Kadire 650 euro teklif varmışta yönetim satmamış falan. Şu açıklama çakallıkta nirvanadır. Sene başında kendisi diyordu ben kadroda tutmak istedim diye. Şimdi ise hem maddi sıkıntıların gündem olduğu hemde Kadirin tepki aldığı zamanlar, bu açıklama manidar. Aklı sıra para getirecek oyuncuyu satmadı diye yönetimi topun ağzına oturtmaya çalışıyor. Bunun adı ekmek yediği kaba pislemektir. Mehmet hocaya da sallamış birde. Bern daha gitmeden antrenmana çıktı falan. Yok işte yıllardır takım çalışıtrmayınca heyecana kapıldı diye de aklı sıra küçümsüyor. Oysa sen tam bir enkaz bıraktığın halde Mehmet hoca yine kibarlık edip sana teşekkür ediyor iyi bir takım bırakmış diye. İşte 2 hoca arasındaki karakter farkı. Hocalık farkını zaten sahada görmüştük.