İlahi bir müdahaleyle Avrupa Kupası’nı kazandılar

[GiresunsporNet]

9 kasım 1988′de Belgrad’a o sis bulutu çökmemiş olsaydı, Milan o sezon Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanamayacaktı.

80′li yılların sonlarına doğru AC Milan‘ı satın alarak, kulübü batmaktan kurtaran Silvio Berlusconi‘nin kurduğu efsane jenerasyonun Avrupa sahnesinde başarılı olma hayalleri az kalsın başlamadan bitecekti. Arrigo Sacchi‘nin yıldızlarla dolu kadrosu ilk maçta Milano‘da 1-1 berabere kaldığı maçın rövanşında Yugoslavya şampiyonu olan Kızılyıldız takımıyla karşı karşıya geliyordu.

Çeyrek final mücadelesi veren iki takımın rövanş maçı Milan açısından pek parlak geçmiyordu. Maçın bitmesine sadece yarım saat kalmıştı ve Milan‘ın gol bulması gerekiyordu. Üstelik forvet oyuncusu Pietro Paolo Virdis‘in Goran Juric‘le yaşadığı tartışma sonucu kırmızı kart görmesi de zaten kötü giden işleri daha da zorlaştırmıştı. Serie A şampiyonunun bir kurtarıcıya ihtiyacı vardı ama o ana kadar bu kurtarıcının kim veya ne olacağı kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi. O turda neler olup bittiğini,o sezon Kızılyıldız‘ın kaptanlığını yapan Dragan Stojkovic anlatıyor:

İlk maçta Milano‘da attığım gol kariyerimdeki en mutlu anlarımdan biridir. San Siro‘da onlara karşı oynamak gerçekten çok zorlu bir şeydi ama o maçta müthiş bir performans ortaya koyarak evimize avantajlı döndük. Attığım gole gelirsek, tüm defansı ,özellikle Franco Baresi’yi, ekarte ederek güzel bir vuruş yapmıştım. Deplasmanda onlara teslim olmayarak, karakterimizin ne kadar güçlü olduğunu herkese gösterdik. Ama daha turun sona ermediğinin de farkındaydık. Elenselerdi bu, Milan için bir rüyanın sonu olacaktı. Ne kadar şanslı olduklarını turu geçtikten sonra anladılar. Belki de bu Tanrı’nın işiydi! Adriano Galliani’yle ne zaman konuşsam gülerek ‘O gün Belgrad’a çöken sis bulutu sayesinde büyük bir takım olduk’ der.

O gün Kızılyıldız Stadyumu‘na öyle yoğun bir sis bulutu çökmüştü ki hakem Dieter Pauly maçı tatil etmek zorunda kalmıştı. Sis bulutu üzerlerine çökmeden önce Milan’ın kendilerine tamamen boyun eğdiğini söyleyen Stojkovic, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Ancak her şey çok çabuk gelişti. İkinci yarının başlamasının üzerinden 10 dakika geçmemişti ki bir anda sahaya çöken sis bulutu yüzünden göz gözü görmez olmuştu. İlk yarıda en ufak bir problem yoktu ama ikinci yarının başlamasıyla beraber her şey kötüye gitti. İlk önce tribünler gözden kayboldu, sonra kaleyi, sonra ceza sahasını ve son olarak da topu görememeye başladık!

O dakikalardan sonra hakem Pauly‘nin maçı 57. dakikada tatil etmekten başka bir çaresi kalmamıştı. Kızılyıldızlı oyuncular soyunma odasına girdiklerinde bir sürpriz daha onları bekliyordu. Teknik direktörleri Vladimir Petrovic, Milan‘ın maçı bir sonraki gün oynama teklifini de kabul etmişti. Stojkovic, futbolcular olarak kararı doğru bulmamalarının nedenini şöyle açıklıyor: “Duyduğumuz andan itibaren bunun kötü bir karar olduğunu anlamıştık. O gün çok yorulmuştuk ve kesinlikle dinlenmeye ihtiyacımız vardı. En büyük yıldızımız Savicevic o zaman askerden yeni dönmüştü ve fiziksel anlamda hiç hazır değildi. Onların ise hiçbir sorunu yoktu. Yedek kulübesinde de maçı değiştirecek bir sürü oyuncuları vardı.”. Kızılyıldız‘ın dezavantajları bunlarla sınırlı değildi. Milan‘ın yıldızlarından Gullit de kazanılan ekstra günle beraber sakatlığın etkisini üzerinden daha çok atıyor ve tekrar maçında oynayabilecek duruma geliyordu!

Ertesi gün sis tamamen ortadan kalkmış ve maçın devam edebilmesi için gereken şartlar oluşmuştu. Van Basten‘in attığı gole, cevap vermekte gecikmeyen Stojkovic takımını kupada tutmak için çırpınıyordu. Sacchi ilerleyen dakikalarda Gullit‘i oyuna alsa da, bu değişiklik pek etkili olmuyor ve maç penaltılara gidiyordu. Stojkovic kullandığı penaltı vuruşunu gole çevirse de Savicevic‘in kaçırdığı penaltı sonrasında turu geçen taraf Milan olacaktı. Daha sonraki turlarda iyice vites yükselten Milan, çeyrek finalde Werder Bremen‘i, yarı finalde ise Real Madrid‘i toplamda 6-1′lik bir skorla kupa dışına itiyordu. Ruud Gullit ve Van Basten‘in ikişer gol atarak yıldızlaştığı final maçında Steaua Bükreş‘i 4-0′lık skorla mağlup eden Milan, 1988-1989 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası‘nın sahibi oluyordu. Belgrad‘da sahaya çöküp takıma elektroşok etkisi yapan sis bulutu da, daha sonra koleksiyona birçok yeni kupa ekleyecek olan Milan için ilahi bir yardım olarak tarihteki yerini alacaktı.

http://www.youtube.com/watch?v=LjEECAkk1-E

http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/11/19...azandilar/

[mvsr]

1:26 daki pozisyon baya baya gol değil.Hey Allah'ım ya -))Top ağlar ile buluşmamış çünkü

[GiresunsporNet]

O yıllarda Doğu Avrupa ülkelerinin takımlarıyla deplasmandaki maçların bu gibi zorlukları meşhurdu. Milan'ın o yıl finalde karşılaştığı Steau Bükreş yarı finalde Galatasaray'ı elemişti ve Bükreş'teki maçta da ilginç şeyler olmuştu.